Vitreoretinal Cerrahi: Retina Sağlığı Tedavileri
Vitreoretinal cerrahi; retina hastalıklarının tanı, tedavi ve ameliyat sürecini ileri teknoloji yöntemlerle ele alan modern bir yaklaşımdır. Retina dekolmanı, diyabetik retinopati, makula hastalıkları ve cerrahi süreçlerle ilgili temel bilgiler için okumaya devam edebilirsiniz.
15.000+ Başarılı Göz Ameliyatı
Özel Sigorta Geçerli
20+ Yıllık Deneyim

Göz, dünyayı algılamamızı sağlayan en değerli organımızdır. Gözün arka kısmını kaplayan ve tıpkı bir fotoğraf makinesinin filmi gibi işlev gören retina tabakası, görme işleminin gerçekleştiği yerdir. Bu hassas tabakada veya gözün içini dolduran vitreus sıvısında meydana gelen sorunlar, özel uzmanlık ve ileri teknoloji gerektirir.
Vitreoretinal cerrahi, bu hassas yapıları onarmak ve görme fonksiyonunu korumak için uygulanan en gelişmiş göz cerrahisi yöntemidir. Kliniğimizde retina hastalıklarının tanı ve tedavisinde modern teknolojiler kullanıyor, her hastaya özel yüksek başarı oranlı çözümler sunuyoruz.
Retina Problemleri Hangi Belirtilerle Ortaya Çıkar?
Retina hastalıkları genellikle ağrısızdır ancak görme kalitenizde belirgin değişikliklerle kendini belli eder. Aşağıdaki belirtilerden birini yaşıyorsanız zaman kaybetmeden muayene olmanız gerekir:
- Uçuşan Cisimler: Gözünüzün önünde aniden beliren siyah noktalar, örümcek ağına benzer lekeler veya sinek uçuşmaları.
- Işık Çakmaları: Şimşek çakar gibi veya fotoğraf flaşı patlar gibi ani ışık parlamaları (özellikle göz hareketleriyle artan).
- Perde İnmesi: Görme alanınızın bir kenarından (üstten, alttan veya yandan) siyah bir perdenin inmesi veya kapanması.
- Eğri Görme: Düz çizgileri (örneğin kapı pervazları veya fayans çizgileri) dalgalı, kırık veya eğri büğrü görmek.
- Merkezi Görme Kaybı: Baktığınız odak noktasını bulanık görmek veya hiç görememek.
Vitreoretinal Cerrahi ile Tedavi Edilen Başlıca Hastalıklar
Vitreoretinal cerrahi, gözün en hassas bölgelerinden biri olan retinaya uygulanan ileri teknoloji bir tedavi alanıdır. Kliniğimizde, hem ani gelişen acil durumları hem de yavaş ilerleyerek görmeyi tehdit eden kronik hastalıkları başarıyla tedavi etmek mümkün. Aşağıda, en sık müdahale ettiğimiz retina hastalıklarını daha detaylı bir şekilde bulabilirsiniz.
1. Retina Dekolmanı (Retina Ayrılması)
Retina dekolmanı, çoğu zaman ani belirtilerle ortaya çıkan ve hızlı müdahale gerektiren ciddi bir göz rahatsızlığıdır. Hastalar genellikle ışık çakmaları, uçuşan siyah noktalar veya görüş alanında perde inmesi şeklinde tarif edilen dramatik bir değişiklik yaşar.
Bu durum, retinanın onu besleyen tabakadan ayrılması sonucu gelişir. Ayrılan retina, oksijen ve besin alamadığı için zamanla işlevini kaybeder. Tedavi geciktikçe hasar kalıcı hale gelebilir.
Vitreoretinal cerrahi sırasında, retinanın yeniden yerine oturtulması sağlanır ve destekleyici yöntemlerle (gaz, silikon yağı, lazer uygulamaları) retinanın tekrar yapışması güvence altına alınır. Amacımız, hem görmeyi korumak hem de hastanın yaşam kalitesini en kısa sürede geri kazandırmaktır.
2. Diyabetik Retinopati (Şeker Hastalığına Bağlı Retina Hasarı)
Diyabet sadece kan şekeriyle ilgili bir hastalık değildir; uzun vadede vücuttaki küçük damarların tamamını etkiler. Göz damarları da bundan payını alır ve zamanla zayıflayıp sızıntı yapmaya, kanamaya veya yeni ama sağlıksız damarlar oluşturmaya başlar.
Hastalık ilerlediğinde, retinanın üzerine kan dolabilir, görme hızla azalabilir veya retina yüzeyinde çekintiye neden olan zarlar oluşabilir. Bu tip durumlar, kişiyi günlük yaşamından koparan ciddi görme kayıplarına yol açabilir.
Vitrektomi ameliyatı ile:
- Göz içindeki kan temizlenir,
- Retinayı çeken zarlar mikro cerrahi aletlerle kaldırılır,
- Göz içi basıncı ve retina yüzeyi normale döndürülür.
Doğru zamanda yapılan cerrahi, diyabetin gözde oluşturduğu hasarın kontrol altına alınmasında büyük rol oynar.
3. Makula Deliği (Sarı Nokta Deliği)
Makula, görüntüyü en net gördüğümüz bölgedir. Yaşa bağlı yapısal değişiklikler veya vitreus denilen göz içi jelinin çekmesi nedeniyle bu bölgede küçük bir yırtık veya delik oluşabilir.
Makula deliği olan hastalar:
- Okurken kelimelerin ortasını kaybolmuş gibi görür,
- Yüzleri seçmekte zorlanır,
- Görüntülerin merkezinde bulanıklık veya kararma hisseder.
Bu durum kendiliğinden düzelmez ve zamanla daha da büyüyebilir.
Cerrahide, deliğin kapanmasını sağlamak için retinayı rahatlatan özel teknikler uygulanır ve ameliyat sonrası verilen kısa süreli yüzüstü pozisyon, iyileşmeyi destekler. Başarılı tedaviyle, hastalar yeniden çok daha net bir merkez görme alanına kavuşabilir.
4. Epiretinal Membran (Makula Zarı)
Epiretinal membran, retinanın üstünde zamanla gelişen ince ama etkili bir zar yapısıdır. Bu zar, retinaya yapışarak onu adeta bir film gibi gerginleştirir ve görüntüyü bozar.
Hastalar çoğunlukla:
- Çizgileri eğri büğrü görmeye,
- Nesnelerin şeklinin bozulduğunu fark etmeye,
- Görmede belirgin bir bulanıklık hissetmeye başlar.
Vitreoretinal cerrahi sırasında bu zar büyük bir titizlikle soyulur. İşlem, milimetrik hassasiyet gerektiren mikro cerrahi tekniklerle yapılır. Zarın temizlenmesiyle retina üzerindeki baskı kalkar ve görme zaman içinde belirgin şekilde iyileşir.

Vitreoretinal Cerrahi Tedavi Yöntemleri ve Güncel Teknolojiler
Her kişinin göz yapısı, yaşadığı şikâyetin nedeni ve hastalığın ilerleme hızı birbirinden farklıdır. Bu nedenle tedavi sürecine tek bir standart yaklaşım yerine, tamamen kişiye özel bir değerlendirme ile başlanır. İlk muayenede yaptığımız detaylı retina taramaları, yüksek çözünürlüklü görüntüleme yöntemleri ve ileri tanı cihazları sayesinde sorunun kaynağı net bir şekilde ortaya koyulabilir.
Ardından, hastalığın türüne ve gözün ihtiyaçlarına göre en doğru tedavi yöntemi belirlenir. Bu kimi zaman yalnızca takip ve ilaç tedavisi olurken, bazı durumlarda lazer uygulamaları, göz içi enjeksiyonları veya ileri düzey vitreoretinal cerrahi teknikleri gerekebilir. Amaç her zaman, en az müdahale ile en yüksek tedavi başarısını elde etmektir.
Pars Plana Vitrektomi (PPV)
Pars Plana Vitrektomi, modern vitreoretinal cerrahinin en gelişmiş uygulamalarından biridir. Bu işlem sırasında gözün beyaz kısmından, iğne ucu kadar ince girişlerle göz içine ulaşılır. Böylece hem yüksek hassasiyet sağlar hem de dokuya minimum temasla işlem yapılır.
Nasıl uygulanır?
Özel ameliyat mikroskopları ve yüksek çözünürlüklü görüntüleme sistemleri altında, göz içinde doğal olarak bulunan jel yapı (vitreus) dikkatlice temizlenir. Ardından, retina üzerindeki zarlar milimetrik mikro aletlerle soyulur, varsa yırtıklar lazerle güçlendirilir. Amaç, retinanın normal anatomik yapısını yeniden kazanmasını sağlamak ve görmeyi mümkün olan en iyi seviyeye çıkarmaktır.
Kullanılan 23G ve 25G sistemler sayesinde çoğu vitrektomi işlemi dikiş gerektirmeden tamamlanabilir. Bu yalnızca ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırmakla kalmaz, aynı zamanda hastanın günlük hayata dönüşünü de çok daha konforlu hale getirir
Göz İçi Enjeksiyonlar
Her retina hastalığı cerrahi müdahale gerektirmez. Bazı durumlarda, özellikle sarı nokta hastalığı, diyabete bağlı retina ödemi veya göz içi sıvısında sızıntı yapan damar problemleri gibi durumlarda, göz içine uygulanan özel ilaçlar oldukça etkili bir tedavi sunar.
Bu işlem kısa sürer, ameliyathane şartı gerektirmez ve çoğu zaman hastanın günlük yaşamını aksatmadan uygulanabilir. Enjeksiyonlarla amaç, retina tabakasındaki ödemi azaltmak, kanamayı kontrol altına almak ve hastalığın ilerlemesini durdurmaktır. Düzenli takip ve doğru ilaç planlamasıyla birçok hastamızda görme kaybının önüne geçmek mümkündür.
Argon Lazer Tedavisi
Argon lazer, retina hastalıklarında sık kullanılan, koruyucu ve son derece etkili bir tedavi yöntemidir. Özellikle retina yırtıkları gibi ani gelişebilen durumlarda büyük önem taşır. İşlem, poliklinik ortamında kısa sürede uygulanır ve gözün yapısına zarar vermeden retinanın zayıf bölgelerini güçlendirir.
Retina çevresine uygulanan lazer noktalı bir bariyer görevi görür ve yırtığın retina dekolmanına dönüşmesini engeller. Bu sayede birçok hastada acil cerrahiye gerek kalmadan retina stabil hale getirilmiş olur.
Vitreoretinal Cerrahi Süreci
Ameliyat gününden önce gözünüzün durumu detaylı bir şekilde değerlendirilir. Geniş kapsamlı bir göz muayenesi yapılabilir, OCT gibi görüntüleme testleriyle retinanın yapısı incelenebilir. Çoğu vitreoretinal cerrahi işlemi, lokal anestezi ile uygulanabilir. Bu, gözün tamamen uyuşturulması anlamına gelir; hasta ameliyat boyunca uyanık kalabilir ama ağrı hissetmez. Heyecanlı, gergin ya da endişeli hastalara hafif bir sakinleştirici verilebilir, böylece süreç çok daha rahat geçebilir.
Vitreoretinal cerrahi işlemleri, hastalığın türüne göre genellikle 30 dakika ile 1,5 saat arasında sürebilir.
Ameliyat tamamen steril bir ameliyathanede, yüksek teknolojili cihazlarla gerçekleştirilebilir. Milimetrik aletlerle gözün içine ulaşarak gerekli onarımlar yapılabilir. Bu aşamada hastanın yapması gereken tek şey sakin kalmak ve ekibin yönlendirmelerine uymaktır.
Bazı retina ameliyatlarında, retinanın iyileşme sürecini desteklemek için göz içine bir tamponad maddesi yerleştirilebilir. Bu madde, retinanın istenen pozisyonda sabit kalmasına yardımcı olur.
- Gaz Tamponadı:
Gözde belli bir süre kalabilir ve zamanla kendiliğinden emilebilir. Gaz varken görüntü bulanık olabilir, bu tamamen normaldir. Ayrıca gaz tamamen kaybolana kadar uçak yolculuğu yapılmaması gerekir. - Silikon Yağı:
Gaz gibi kendiliğinden kaybolmaz. Genellikle iyileşme tamamlandıktan sonra, 3–6 ay içinde küçük bir operasyonla çıkarılabilir. Silikon daha uzun süre destek gerektiğinde tercih edilebilir.
Ameliyattan sonraki dönem, tedavinin başarısı açısından en az cerrahi kadar önemlidir. Eğer gözün içine gaz veya silikon yerleştirilmişse, doktorunuz belirli bir süre boyunca özel bir baş pozisyonu önerebilir.
Bu çoğu zaman “yüzüstü pozisyon” şeklinde olabilir ve genellikle 3–7 gün sürer. Bu pozisyon, tamponadın retinaya tam olarak temas etmesini ve iyileşmenin daha sağlıklı ilerlemesini sağlayabilir.
İyileşme sürecinde hafif batma, bulanıklık veya gözde ağırlık hissi normal kabul edilebilir. Düzenli kontrollerle iyileşme süreci yakından takip edilebilir.